19 Kasım 2013 Salı

Mutfağını Seven Bıçağını Sever

Evet, bazı insanlar gerçekten mutfağını seviyorlar, mutfağınızda ki herşeyin düzgün ve kaliteli olması orada geçirdiğiniz vaktinize ayrı bir değer katar. Bugün benim ve eşimin kullanırken lezzet aldığımız bir bıçağımızı anlatacağım sizlere.

Kaliteli bir bıçak tabiki pahalı fakat biz yinede çok da pahalı olmayan ve kullanırken size rahat bir kesim işlemi sunan bir bıçaktan söz edeceğiz. Markamız KAI SHUN ve modelimiz WASABI Black. İki çeşit bıçağını almıştım geçtiğimiz yaz.

 
 
Wasabi Black Nakiri serisi Klasik Japon Sebze bıçağı olarak adlandırılıyor, her mutfak aşığının rahatlıkla alabileceği bir model ve hem de oldukça kaliteli ayrıca inanılmaz bir keskinliğe sahip ve tabiki çok hafif bir bıçak. Teknik özelliklerinede kısaca bakmak gerekirse;
 
  • Sap Malzemesi: Toz haline getirilmiş Bambu ve propilen karışımı
  • Keskin Ucu: çift taraflı bilenmiş
  • Bıçak Sertliği: 58±1 HRC
  • Bıçak Uzunluğu: 16 cm t=2.0
  • Sap Uzunluğu: 12,6 cm
  • Bıçak Malzemesi: Paslanmaz çelik. Parlatılmış.


İkinci bıçağımız ise yine aynı seriden Dilimleme bıçağı:





  • Sap Malzemesi: Toz haline getirilmiş Bambu ve propilen karışımı
  • Keskin Ucu: çift taraflı bilenmiş
  • Bıçak Sertliği: 58±1 HRC
  • Bıçak Uzunluğu: 23,0 cm
  • Sap Uzunluğu: 12,6 cm
  • Bıçak Malzemesi: Paslanmaz Çelik, parlak
 Geçtiğimiz Kurban Bayramında bu bıçağı Pakistan'da Kurban kesimi için arkadaşıma ödünç vermiştim, 200 büyük baş kurban kesiminde kullandıktan sonra bıçağın keskinliğine öyle hayran kalmışlarki bıçağı ücreti karşılığında arkadaşımın elinden almışlar. Et kesiminde bilekleriniz yada avuç içiniz hiç ağrımıyor bıçağı sadece çekmeniz yeterli. Belli bir zaman sonra tek yapmanız gereken hafif bir masat kullanarak (tercihen seramik masat) bıçağı bileylemek bu sayede bıçağınız herzaman keskin kalacaktır.

Paslanmaz çelik olduğu için tabiki sorunsuz bir şekilde her ortamda kullanabiliyorsunuz. Fakat bıçağı yıkama konusunda herzamanki kuralımız geçerli. Bulaşık makinasında hiç bir zaman bıçak yıkamamak gerekiyor. Böylelikle senelerce sorunsuz bir şekilde bıçağınızı kullanabilirsiz. Ayrıca bıçağınızı sadece kesmek için kullanın, asla kavanoz açmak, kemik kırmak, keskin tarafını beton, taş, tahta gibi sert malzemelere vurmamakta oldukça önemli. Eğer her gün yada kullanım yoğunluğuna göre üç günde bir masat ile bileylemede yaparsanız bir yıla yakın zaman bıçağınız körlenmez.

Bu bıçakları Türkiye'de sile bıçakçılık satıyor. Sile bıçakçılığı ziyaretimde de birçok Japon ve Alman üretimi bıçakları inceleme fırsatı buldum. Gerçekten sadece bıçak satışına bu kadar yatırım yapmaları beni sevindirdi. Bugün Türkiyemiz'de bir çok firma bıçak üretiyor, bir Sürmene yada Pirge bıçakları gerçekten bu sektöre yatırım yapıyor, fakat hala Damast çeliği bıçakları üretmememiz Türkiyemiz için bir eksiklik gibi geliyor bana. Umarım bundan sonraki dönemlerde Türkiyemiz'de, belkide kökeni bizim kültürümüzde olan Damast çeliği kullanarak bıçak üretecektir. Bu sitemimi Pirge bıçaklarına bir mektup ile bildirdim bakalım bu mektubuma bir üretim ile cevap verecekler mi?

Mutfağını seven bıçağınıda sever.......

10 Kasım 2013 Pazar

Bıçak Koleksiyonları ve Hill Knives bıçak ve çakı firması

Bugünkü makalemde genel olarak el yapımı bıçak ve çakılar ve özelde ise bu tür bıçak ve çakı üretimi yapan bir firma hakkında biraz bilgi vermeye çalışacağım. Dünyada birçok kişi bu tür özel bıçak ve çakıları topluyorlar ve koleksiyonlarına ekliyorlar. Bu koleksiyoncuların bazıları dizayn bazıları kullanılan malzeme ve bazıları ise özel olarak çok az üretilmeleri sebebiyle koleksiyonlarına bu tip bıçak yada çakılar arıyorlar. Daha birkaç gün önce Rambo III filminde başrol oyuncunun kullandığı o muhteşem bıçağı yakından inceleme fırsatı buldum.

Resimde de gördüğünüz gibi son derece şık bir bıçak fakat resimde ki büyüklüğü sizi şaşırtmasın aslında satır büyüklüğünde dev bir bıçak bu, elinize aldığınızda son derece büyük ve ağır. Fakat şunu belirtmeliyim ki ister sapı olsun ister kullanılan çeliği olsun tek kelime ile muhteşem bir bıçaktı bu! Hemen aklınıza "fiyatı ne kadar acaba?" diye gelebilir; Amerika fiyatı aşağı yukarı 2500 dolar. Ama bir bıçak koleksiyoncusu için bu fiyat fena sayılmaz.

Tabiki bu bıçağı nerede gördüğümüde merak edebilirsiniz, hemen söyleyeyim Rotterdam'da komşumuz olan Hill Knives bıçak firması, 1979 yılından beri bu tür muhteşem bıçak ve çakılar üreten bir firma. Şimdi gelin özetle Hill Knives'in geçmişini direk kendilerinden dinleyelim;

"Bir Hollanda firması olan Hill Knives 1979 yılında Frans ve oğlu Albert van den Heuvel tarafından kuruldu, aslında o yıllarda el aletleri üreten bir firmaydı. 1975 yılında hobi olararak kendilerine ve yakın arkadaşlarına bıçak yapmaya başladılar. Kısa sürede dünyanın birçok yerinden bıçak siparişleri almaya başladılar."



Dünyanın birçok büyük firmalarından da özel siparişler alan firma Hollanda Kraliyet ailesinden merhum Prens Bernhard'a çok özel bir çakı üretmiş ve Kraliyet ailesinden de teşekkür mektubu almış.

Üretilen her bıçak yada çakı en ince ayrıntısına kadar kontrol ediliyor, kayıt altına alınıyor ve tabiki dünyanın en iyi çelikleri ve bıçak sapı için en iyi malzemeler kullanıyor, bu çeliklerden bazıları ise;

ATS 34 58-59 R.C
N690 Co

Henüz ham madde olarak gösterdikleri DAMAST çeliği ( ŞAM Çeliği) malzemesi bile son derece pahalı bir malzeme. Çeliğin sertliğini göstermek için yaptıkları bir demo da ağzı henüz bileylenmemiş bir bıçağı inşaat çivisinin üzerine koyup çekiç ile bir vuruşta çiviyi ikiye böldüler ve bıçağın ağzında nokta kadar bir ezilme oluştu, bu kullandıkları çeliğin ne kadar kaliteli ve sert bir çelik olduğunu bize gösterdi.

Üretilen her bıçak ömür boyu garantili ve tabiki ömür boyu bileme işlemi ücretsiz yapılıyor. Ayrıca bıçağınız teslim edildiğinde firma tarafından bir de sertifika veriliyor.

Hatta Rotterdam'da bir kasap için yaptığı kasap bıçağını 10 yıldır yoğun bir şekilde kullanıldığını ve hala ücretsiz bileme ile bıçağa bakım yaptıklarını bizzat bana anlattılar. Böyle bir bıçağı zaten ev ortamında yıllarca kullanabilirsiniz.  Burada gördüğünüz birkaç çeşit bıçak ve çakı bile size işçilik ve kalite hakkında biraz fikir verecektir.


 















Bu yüksek kalite ve işçilik sayesinde dünyanın en ünlü firmalarından "Asprey in London, Browning Arms, Swiss SIG-Arms" Hill knives a özel koleksiyon bıçak ve çakılar yaptırmış. Benim incelediğim bu bıçaklar gerçekten konleksiyoncular için vazgeçilmez ürünler. Eğer sizde koleksiyonunuza bu bıçak yada çakılardan eklemek isterseniz Hill knives ile direk iletişim kurabilir yada benim aracılığımla onlara ulaşabilirsiniz.

Bıçak koleksiyoncusu arkadaşım ile birlikte koleksiyonumuz için bıçak siparişi vermiştik ve geçtiğimiz günlerde bıçaklarımızı teslim aldık.

Sapı olmayan bu bıçağın dizaynını çok beğeniyorum, kullanımı kolay,  bahçe, dağ ve orman yürüyüşleri  veya avcılık için kullanılabilecek bir bıçak bu, tabiki son derece keskin bileylenmiş, kılıfı termal bir malzeme ve Almanya'da üretilmiş, bel kemerine takılabilmesi için birde kemer tutacağı da yanında veriliyor. Bu sayede üzerinizde taşımanız oldukça kolay. Zor doğa şartlarında da bileğinize dolayabileceğiniz birde ip üzerinde hazır bu sayede bıçağı elinizden düşürmeden de rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. 10cm lik keskin ağıza sahip bu bıçağın toplam boyu 19,5cm. Kesici tarafı iki yönlü bileylendiği için hem sağ, hem sol elle kullanımına uygun. Üretiminde A.T.S 34 çeliği kullanılmış. Bu çelik Hitachi Metals firması tarafından bıçak endüstrisi için üretilmiş. 58-59 HRC sertlik derecesine sahip. Bu sayede ağzı kolay kolay bozulmuyor. Çok kötü şartlarda zorlanmadığı sürece yıllarca kullanılabilir.


Son olarak, bu güne kadar birçok özel dizayn modeller üreten Hill knives websitesinden daha fazla modellere ulaşılabilir. Bazı bıçak ve çakılar şuan için stoklarında mevcut, fakat siz çok özel bir bıçak yada çakı yaptırmak isterseniz tabiki bu da mümkün.
Websitelerinde ki modeller 350 euro fiyattan başlıyor ve tabiki kataloglarında ki bazı modellerin fiyatları 25.000 euro ya kadar çıkıyor.






8 Kasım 2013 Cuma

Yeni nesil mobile telefonlar ve seçimi nasıl yapılmalıdır?

Bu makalemde 2005 senesinden itibaren çok büyük bir gelişme yaşayan akıllı cep telefonları hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

Biliyorsunuz ki Apple iphone cep telefonunun dünyada yaptığı muhteşem etki ile birlikte akıllı cep telefonu piyasasında ki fırtına dinmek bilmedi.

Akıllı cep telefonu piyasasının aslında ilk telefonlarını Microsoft başlatmıştı fakat zannediyorum ki piyasanın bu derece büyüyeceğini onlarda pek fark edemediler. Ne zaman ki Apple iphone piyasaya çıktı, Google ve Microsoft hareketlenmeye başladı.

Şu anda genel olarak üç büyük mobil işletim sistemi piyasaya hakim. Eğer sıralamak gerekirse, Android, iOS ve Windows 8 RT. Tabiki bu üç büyüğün hepside birbirinden iyi sistemler.

Fakat yeni bir cep telefonu almak isterseniz hangi özelliklere bakmanız gerekir ve tabiki hangi marka telefon almak gerekir. Çünkü telefon üreticileri her işletim sistemi için mutlaka birkaç çeşit model üretiyor.

Ben şuana kadar yukarıda ki bütün işletim sistemlerine ait telefonlardan kullandım yada test ettim. Tabiki sizlere bazi tüyo ve bilgiler aktaracağım ve telefon seçmenizde size yardımcı olmaya çalışacağım.

Birinci olarak Apple cep telefonları ile başlayalım;

Biliyorsunuz Apple yaklaşık her heryıl bir model çıkartıyor ve her iki modelden sonra da mutlaka modellerde köklü değişiklik yapıyor. Mesela iphone 4 ile 4S arasında fiziksel çok fark olmadığı halde sadece donanım iyileştirmeleri yapılıyor ve iphone 5 çıkıyor sonrasında şu sıralarda 5S piyasaya sürülüyor. 5 ile 5S arasında fiziksel bir fark yok fakat donanım yine iyileştirilmiş durumda. 5S ile birlikte iOS 7 sürümü ile yeni nesil ve kullanıcı ara yüzü tamamen değiştirilmiş bir işletim sistemi de yayınlandı.

Iphone şu anda piyasada ki en pahalı telefon. 150 dolar civarına mal olan bir 5S neredeyse 600 dolar ve hafızasına göre 800 dolar fiyatlara satılıyor Amerikada. Bu inanılmaz kâr marjı tabiki herkesi ürkütüyor fakat hem işçilik hem iOS işletim sistemiyle tamamen göz dolduran bir ürün. Şu ana kadar birçok arkadaşım ve müşterimden en ufak bir şikayet bile duymadığımı belirtmeliyim. Çok büyük bir program hazinesine sahip bir sistem olan iOS tablet sürümü olan iPAD cihazlarıylada kullanıldığı için program uyumu ve paylaşımı sayesinde çok rahat bir kullanım sunuyor.

Eğer hem kurumsal ve hem de günlük özel kullanmayı düşünüyor ve maddi olarakta bütçenizi zorlamıyorsa tabiki iphone kolay kolay vazgeçilmeyecek bir ürün olarak karşımıza çıkıyor.

İkinci ürün ise Google ın ünlü mobil işletim sistemi Android 4.3

Her ne kadar Steve Jobs "Android çalıntı bir işletim sistemidir" de dese, gerçekten oldukça başarılı ve popüler bir işletim sistemidir Android. Şu anda 4.4 sürümü hazırlanıyor ve çok yakında yayınlanacak olan bu unix tabanlı mobil işletim sistemi, inanılmaz çok çeşit ücretsiz program hazinesine sahip bir sistem, bu özelliği sayesinde tabiki birçok genç bu işletim sistemine sahip cihazları tercih ediyor. Tabiki herkese açık bir kod sistemi olması sebebiyle yüzlerce çeşit cihaza, telefona ve tablet bilgisayarlara göre programlanabiliyor ve sorunsuz çalışıyor mesela;

- Araba teypleri
- Ev medya sunucuları
- Cep telefonları
- Tablet bilgisayarlar

Tabiki bukadar popüler olması, ücretsiz olması ve unix tabanlı yazılım yapan firma ve programcıları kendisine bağlamasıyla dünya genelinde en geniş kullanıma sahip mobil işletim sistemi olmaya hak kazanıyor.

Üçüncü olarak ise Microsoft Windows 8 RT

Microsoft tarafından geliştirilen bu işletim sistemi oldukça yeni ve diğer iOS ve Android den daha farklı bir kullanıcı arayüzüne sahip bir işletim sistemi. Oldukça yeni bir sistem olduğu için iOS yada Android kadar programa sahip değil fakat en son istatistiklere göre sürekli yükselişte olan bir işletim sistemi. Çift çekirdekli Nokia modellerde gördüğüm kadarıyla oldukça akıcı çalışıyor.

Şimdi telefon seçimimiz yapalım;

Apple iOS işletim sistemine sahip bir telefon düşünüyorsak tabiki seçim hakkımız şu an için 3 tane;

iphone 5
iphone 5S
iphone 5C

Bu konuda çok fazla detaya gerek yok çünkü hem estetiği, hem satış sonrası desteği ve hemde yazılım bolluğu sayesinde her zaman gözde bir telefon olarak iphone'u önerebiliyorum.

Android işletim sistemine sahip bir telefon almayı düşünüyorsanız benim birinci tercihim yine Google'ın ürünü olan Nexus marka telefonu almaktır. Çünkü google android işletim sistemini bu telefon üzerinde geliştiriyor, ayrıca telefon ile sadece android işletim sistemi veriliyor, herhangi extra program yada widge yüklü olmuyor. Bu sayede telefon oldukça rahat, hızlı ve kilitlenme yada çökme problemi yaşamıyor. Tabiki yeni bir android sürümü çıktığında ilk olarak bu telefona gönderiliyor, çünkü diğer markalarda bu güncelleştirmeler çoğu zaman gelmiyor yada aylarca beklemek gerekebiliyor.

Android sisteme sahip Nexus 4 marka şu anda LG tarafından üretiliyor. Bir iki ay içinde ise Nexus 5 modeli piyasaya sürüleceği duyuruldu. Eğer Nexus a ulaşma imkanınız yoksa tavsiye edebileceğim ikinci marka HTC ONE modelidir. Oldukça başarılı, hızlı çalışan bir telefon ve çok fazla program yükü ile de karşımıza çıkmıyor. Dizayn ve donanım özellikleride başarılı ve birçok özelliği Nexus ile aynı. Tavsiye edebileğim üçüncü makina ise LG G2 modelidir. LG nin G2 modeli zaten bütün özellikleri ile Google Nexus a benzemekte.

Windows 8 RT için tabiki aklımıza gelen ilk telefon Nokia nın modelleri, biliyorsunuz 10 sene önce dünyanın en büyük telefon üreticisi olan Nokia iflasın eşiğine geldi ve Microsoft bu firmaya oldukça yüklü bir para transferi yaparak Nokia yı biraz ayağa kaldırdı, şu anda Nokia, Microsoft firması için Windows 8 RT telefonlar ve tabletler üretmekte. Bu sebeple benim Windows 8 RT için birinci tercihim Nokia modelleridir. Fakat ikinci olarak HTC nin modellerini rahatlıkla tavsiye edebilirim.

Eğer "Benim için hız ve sorunsuz çalışma herşeyden önemlidir." diyorsanız, tabiki herzaman için işletim sisteminin üreticisinin kendi telefonunu seçmekte fayda var. Bu hiç bir zaman göz ardı edilmeyecek önemli bir konu ve telefon alırken birinci olarak bu ayrıntıya dikkat etmeniz gerekiyor.

Şimdiden yeni telefonunuz hayırlı olsun.....











4 Kasım 2013 Pazartesi

Torpig diğer ismiyle Sinowal Virüs Saldırıları

Bugünkü makalemde sizlerle çok önemli bir virüs olan Torpig yada diğer ismiyle Sinowal virüsünden bahsedeceğim.

Çok fazla teknik bilgi verip kafanızı karıştırmayacağım, aslında eski bir virüs bu fakat yüzlerce değişik sürümü çıkmış durumda. 2008 yılında ortaya çıkan bir virüs bu ( gerçi 2005 yılından itibaren konuşulmaya başlanmıştı) ve gerçekten son derece profesyonel bir grup yada bir uzman tarafından yazılmış. HTML enjekte yöntemi ile banka hesap numaraları, kullanıcı adları ve şifreleri toplayıp belli serverlara bağlanıp bu bilgileri karşı taraftaki Hacker'lara aktarma işi yapıyor. Bugüne kadar belki milyonlarca insanın banka bilgileri bu virüs tarafından çalınmış bulunmakta. Windows XP işletim sistemi yüklü makinalarda daha çok Mebroot olarakta karşımıza çıkmakta.

Bunca yıl geçmesine rağmen benim karşılaştığım en güçlü virüslerden biri bu virüs olmuştur. Çünkü çok ciddi ve çok karmaşık bir yapıya sahip bir virüs bu, bu makaleyi yazdığım şu günlerdeki hiçbir virüs tarayıcı yada koruyucu bu virüsü yakalayamadı dersem sorunun nekadar büyük olduğunu anlarsınız.

Torpig Sinowa/Mebroot ilk olarak çalıştırıldığında hemen Windows XP makinaların Master Boot Record (MBR) sine kendisini bulaştırıyor. Makina her çalıştığında tabiki boot işlemi sırasında gizlice hafızaya yükleniyor. Her nekadar Vista SP1 den itibaren MBR ye kayıt ve ulaşım bloke edilsede yinede belli sektörlere ulaşım var ve virüs bu bölgeleri kullanıyor. Virüs karmaşık bir bekleme yöntemide kullanıyor, mesela MBR ye kendini direk kaydetmiyor önce 8 dakika bekliyor ve sonra bilgisayarı analiz etmeye başlıyor ve 10 dakika sonra Registry ve bilgisayar ayarlarını değiştiriyor. Bütün bu işlemleri 42 dakika içinde yapıyor ve arkasında hiçbir iz bırakmadan kendisini gizliyor.

Sisteme birkez başarılı bir şekilde bulaştıktan sonra, sistem kaynaklarında görülmeyecek şekilde gizli olarak arka planda çalışıyor. Tabiki bu hali ile Windows işletim sisteminin en alt tabanı olan kernel mode da çalışıyor ve kendi network iletişim sistemini kuruyor ve yaptığı bütün network iletişimlerini 128-bit şifreliyor.

Virüsün bünyesinde uzun bir banka listesi var bu liste ile sahte banka sayfalarını sizin önünüze getiriyor ve formları doldurmanızı bekliyor.

Bundan sonraki adımda ise; Hafızada çalışırken bir exe dosyası kullanmıyor ve Registry de yaptığı değişiklikleri bulmak oldukça zor oluyor. Ayrıca sürücü modül de kullanmıyor bu sebeple Task manager da svchost.exe yada rundll32.exe dosyaları altında herhangi bir process de göremiyorsunuz.

Eğer bilgisayarınızdan bilgi alacaksa onları alıp gizli birşekilde gönderiyor fakat eğer gerekiyorsa yaptığı dış bağlantı ile yeni Truva yazılımınıda download edip kendisi çalıştırıyor ve bu programda kesinlikle farkedilemiyor.

Windows XP kullanıcıları bu virüs için son derece kolay hedef oluyor. Windows un üzerindeki firewall ise kesinlikle işe yaramıyor. Hemen hemen her ay yeni bir sürümü çıktığı için neredeyse hiçbir virüs programı bu virüsü yakalayamıyor. Virüs tarama ve silme programı yazılımcılarını bile hayrette bırakan bir virüs bu, çünkü her yeni versiyonu farklı bir tip yazılım ile hafızaya yükleniyor ve virüs programı yazılımcıları günler sonra güncelleme çıkarabiliyor.

Aslında bu virüsten korunma yolu pek yok, mümkün olduğunca yabancı mailleri ve özellikle ek olarak gönderilen dosyaları açmamak ayrıca bilmediğiniz websitelerine girmemek en öncelikli korunma yolları arasında. Ayrıca Adobe PDF okuyucu, Flash Player, Apple Quicktime gibi program dosyalarınada  dikkat etmek gerekiyor. Mümkünse en son sürümlerini bilgisayarınıza yüklemeniz gerekiyor.

Bu virüsün ilk versiyonları Vista SP1 den itibaren sisteme bulaşamıyordu, fakat benim bugünlerde gördüğüm kadarıyla Windows 7 ye bile kolaylıkla bulaşabiliyor. Windows XP zaten artık savunmasız durumda.

Bu virüs hangi yolla bilgisayarınıza bulaşıyor?

a- Virüsün ilk çıktığı zamanlarda gelen bir mail ile kullanıcıya sahte bir bilgi veriliyordu ve bankanızdaki bir sorun yüzünden üyelik bilgilerinizi güncellemeniz isteniyordu ve size bir link üzerinde bankanızın sayfasının birebir kopyası sahte bir form yüklü siteye yönlendiriliyordunuz (Phishing).
b- Yine yakın bir arkadaşınızın ismi ile gelen bir mailde bir firmaya yada bir kuruma borcunuzun bulunduğu ödenmeyen faturaların mailin ekinde PDF dosyası halinde gönderildiği açıp bakmanızı ve iletişime geçmenizi istiyor. Fakat her nekadar PDF densede dosya ismi fatura.pdf.zip gibi bir dosya oluyor, zip (sıkıştırılmış) dosyayı açtığınızda yine içeride faturalar.exe gibi bir exe dosyası çıkıyor ve onuda çalıştırmayı denerseniz virüs hemen kendini çalıştırıyor. Bu yüzden gelen maillerin ekindeki dosyaları asla açmamak gerekiyor. Çünkü hiçbir kurum yada firma mail ile durup dururken size ödenmeyen faturaları göndermez.

Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, windows kullanıcısının yönetici olması yada kısıtlı kullanıcı olması hiç önemli değil, benim sistemlerimde kullanıcıların yönetici hakları olmamasına rağmen bu virüs sisteme hemen bulaşabilmişti.

Bu virüsün bulaştığını nasıl anlayabiliriz?

Birincisi dış dünya IP adresinizi spam blacklist lerde kontrol etmeniz gerekiyor, eğer ip adresiniz listelenmiş ise zaten hemen uyarı ekrana çıkacaktır.
Ikincisi Torpig virüsü sisteminizde varsa blacklist sitesinde de sizin sisteminizden belli bir dış ip adresine bağlantı var diyorsa (ki  o ip adresi benim virüs bulaşan sistemimde 108.61.18.43 idi.) hemen ilgili pc yi networkten çıkartıp temizlik işlemine başlamak gerekiyor.

Eğer sisteminiz büyük ve 10 pc yada daha fazla pc ye sahipseniz, işiniz biraz daha zor olacaktır. Virüslü pc yi bulmak için ben Microsoft TMG Firewall Server i kullanıp 108.61... ipsine bağlanan bütün bilgisayarları dinlemeye alıp listelettim ve virüslü makinayi 15 dakika içinde buldum. Fakat sizin böyle bir imkanınız yoksa  wireshark gibi bir network dinleme programı ile networkünüzdeki trafiği dinleyip virüslü pc yi bulmanızı öneririm. Eğer o da olmuyorsa mecburen her pc yi ayrı ayrı taramanız gerekecek.

Hangi Virüs Programları Kullanılabilir?

Kısaca söylemek gerekirse benim denediğim hiçbir virüs programı bu virüsü bulamadı!!!!

Denediklerim;
Malwarebytes anti root kit BETA
Malwarebytes Antimalware
Norton Power Eraser
TDSS Root Kit Killer
GMER Root kit Scanner

Yukarıda ismi yazılı programların hiçbiri Torpig Virüs ü tespit edemedi. Ayrıca Microsoft Security Essentials ile yaptığım kontrolde de hiçbir iz yoktu.

En son denediğim program ismi pek duyulmayan IBM e ait Trusteer isimli bir virüs programı idi. Bu program aslında bankalar tarafından öneriliyor. Virüslü sisteme bu programı yükleyip birkaç dakika bekledikten sonra program hemen beni uyardı ve sistemde Torpig virüsü tespit edildiğini bildirdi. Hemen Restart yapıp bilgisayarı yeniden başlattı ve bu virüsü silmeyi başardı.

Fakat henüz bitmedi!!! Bu virüs silseniz bile geri gelme ihtimali var, nasıl mı?

Master Boot Record (MBR)  üzerinden yeniden kendini aktif hale getirebiliyor. Bu sebeple bilgisayardaki önemli dosyaları dikkatle yedekleyip, bilgisayarımızın sabit diskini değil formatlamak ancak Partition dediğimiz sabit diskin üzerindeki bölümleri de silmemiz gerekiyor. Yani sanki fabrika ayarlarına geri getirmek gibi birşey bu. Formatlama işlemi partition dediğimiz bölümü silmediği için bu yeterli bir işlem olarak görülmüyor. Sabit diskin bölümleri silinip yeni bölümler açıp işletim sisteminizi yeniden kurmanız gerekiyor.

Bu virüs beni birkaç gündür baya bir yordu ama umarım sizleri çok fazla yormaz...